Çok büyük güven aşamaları kat ederek hayatımıza aldığımız onlarca insanın gidişiyle yaşanan yıkımlar, bir sonraki bağlar için ders olması gerekirken, aslında daha çok güvenmeye ve sonunda da daha büyük hayal kırıklığına yol açmaktan başka bir şeye sebep olmuyormuş. Her bir hayal kırıklığı da, daha büyük bir acı içerirken, aslında daha da büyük olacak bir sonraki acıya hazırlıyormuş bünyeyi.
Geçtiğimiz günlerde çok çok kıymet vermiş olduğum bir insanı anarken farkına vardım bazı değişimlerin ve hayal kırıklıklarının. Sanki her an yanımda olacakmış gibi ona güvenmiş olduğum anlar, yanında huzuru bulduğum tüm anlar, kavga edip bağırıştıktan sonra yine birbirimize sarılıp ağlayışımız... Hepsi tarihe karışmış artık ne yazık ki... 9 sene süren dostluktan geriye ne kaldı diye sormaya korkuyorum bazen, anılar dışında cevap alamazsam diye... Hayatımda bir dönüş noktasını yaşamaya başladığım andan itibaren yavaş yavaş elimden yittiğini gördüğüm dostluk, ikinci bir dönüş noktasıyla paramparça oldu. Her bir görüştüğümüz günde ise ağızlardan çıkan, bazen de çıkmayan sözlerle daha yıkılıyor. Bunca yıllık sınırsız dürüstlüğe alışan dostluğun bünyesinin yapamadığı tek şey ise, bu yıkımı dillendirmek...
İnsan böyle hayal kırıklıklarıyla beynini besledikçe, daha kötü ne olabilir diye düşünmeye başlıyor elbette... İnsanlardan soğuma, güvenememe, güvendiğinde de kartlar %100 açık oynayarak daha savunmasız hale gelmek gibi yan etkiler görülüyor bende genelde. Başkalarında ne şekilde ortaya çıkar yan etkiler, bilemiyorum. İşin açıkçası, bilmek istediğimden de şüpheliyim, çünkü bu tekrar güven temelli bir ilişki kurmaya dayanıyor. Bu nedenle insanların bana güvenmesinden korkuyorum, eşit derecede güvenemezsem onlara, bu kez beni güvenilmez olmakla suçlayacakları korkusu var çünkü içimde.
Bazen zırhları çıkarıp çizikleri göze almak gerek. Sonunda bu zihni ve bedeni sonsuza dek, kullanmayacağız.
YanıtlaSil