21 Aralık 2011 Çarşamba

İlk hikaye denemem

Uzun bir süredir koşuyordu ağaçların arasından... Soluk soluğaydı ama daha da uzaklaşması gerekiyordu oradan. Yeterince uzaklaştığı kanaatine varması için karayoluna varması gerektiğini düşünüyordu ki araba farları gözünü almaya başladı.

Durdu ve derin bir nefes alıp düşündü yarım saat önce olanları. Gerçek miydi bu olanlar? Nasıl olur da onlarca insanın içinden onun başına gelebilirdi böyle birşey. Gözlerini kapatıp olayların başını hatırlamaya çalıştı.

Bir bardaydılar. Güzel olduğuna yine lanet ediyordu yol boyunca kendisine atılan laflar yüzünden. Buluştular ve artık daha rahat olacağını düşünmeye başlamıştı sevgilisinin yanında. Barlarda laf atanların dışarıda laf atanlardan çok daha tehlikeli olduğu gerçeğini inatla kabul etmiyordu. Bu akşama kadar tabi.

İri yarı adam masaya içki gönderdikten sonra bir de gelip yanına oturmaya kalkışınca sevgilisi ayağa kalkıp adamla kavga etmişti. Biraz daha sakin olsaydı o bunlar başıma gelmeyecekti diye geçirdi içinden. Hayıflanmanın ne yeri ne zamanıydı. Yol kenarından yavaşça yürümeye devam etti. Araba geçmiyordu yoldan on dakikadır, o kadar sessizdi ki kendi ayak seslerini duyabiliyordu ama burada korkmuyordu ilginç bir şekilde. Olayları düşünmeye devam etti. Sevgilisini hastaneye götürmüştü hemen, kafasına 3 dikiş atılmıştı ve müşahade altında olması gerekiyordu bu gece. O da planladıkları ama bu kavga yüzünden gerçekleştirmeyi erteledikleri kumsala indi. Ayışığı vardı bu gece ve ayışığında kumsalda yürümeyi çok severlerdi. Artık o kadar da sevemeyeceğini fark etti bir anda.

Gözyaşları  yüzüne hücum etmeye başladı. Travmanın etkisiyle olsa gerek o ana kadar ağlamamıştı. Bunu düşününce o iğrenç adamın kumsalda arkasından sessiz bir şekilde yaklaşarak kendisine epey sert bir şekilde vurduğu anı hatırladı. Yanağı yanıyordu çünkü gözyaşlarıyla. Tecavüze uğrayacağı korkusuyla çığlıklar attı ama kimse duymuyordu. Adam ise sevgilisinden hıncını yeterince alamamış gibi her yerine vuruyordu, durmadan, hatta çığlıklarından zevk alırmış gibi kısık bir gülüş bile savurdu havaya. Rüzgarın da etkisiyle iyice üşüyordu kumların üstünde ama bir anda cesaret geldi. Filmlerde görmeye alışık olduğu şekilde nefesini kesecek o hareketi yapacak gücü buldu kendinde. Sonrasında adama var gücüyle 2 tekme savurup koşmaya başladı ve işte şimdi bu yolun kenarında yaşadığına dua ediyordu. 

Yoldan geçen nerdeyse hiç bir araba genç kadını fark etmiyordu. Kendisine saatler gibi gelen bir yürüyüşten sonra yaşlı bir teyze ona arabasıyla yanaştı. Kıadının yüzündeki morlukları farkedince ufak bir çığlık attı ve kadını kolundan tutup arabaya zorla oturdu. Kadın oturduktan 1-2 dk sonra kendinden geçti ve gözlerini açtığında hastanedeydi. Başucunda sevgilisi elini tutuyordu. Herşey düzelmişti. Sarıldılar ve bir daha ayışığında kumsala inmemeye yemin ettiler birbirlerine...