2 Eylül 2013 Pazartesi

Tekerrür Müsveddesi

    İnsan bir şeyi deneyimledikten, bir hatayı yaptıktan sonra 2 tür reaksiyon veriyor bence: Ya ders çıkartıyor ve tekrarlamıyor, ya da alışmayı seçiyor. Ben sanırım alışan taraftanım. Hani biri gelip sorsa, nelerden ders çıkarttın hayatta kendine diye, bunca hayat tecrübesinin ders almamı sağlamak gibi bir etkisi bunca yıldır olmamış hiç. Hep alışmışım, hep kafamda aynı senaryoları kurgulayıp, aynı reaksiyonları sergilemişim. Değişiklikten korkmak değil bu, güvenli alan ya da kolaya kaçmak hiç değil, benim dışımda bir etkenin de işe karışıyor olduğunu düşünmek ve belki bu kez değişiklik yaratacağını ummak aslında. Çoğu zaman hayatını kendi kontrol ediyormuş hissi yaşayamamış bir insanın, böylesi hastalıklı bir şekilde, buna bel bağlaması çok acı olsa da, sanırım beklenebilecek bir sonuç.
    Dördüncü kez oluyor sanırım, kalbi korkularla dolu genç bir kadın olarak, ne yapacağını bilmez halde duygularına teslimiyet ile mantığını dinleme karmaşası içindeyim. Yolum belli olmadığından değil aslında, düşünme süresi yapacaklarımı asla etkilemedi, etkileyemez de muhtemelen... Ama bir yandan umut doluyken içim bu kez o gücün devreye gireceğine dair, diğer taraftan bir korku yayılmış durumda beynime “Ya ömrümün sonuna dek bu döngüyü hiç kıramazsam?”. Benim kadar insansever birinin, arkadaş/dost bağlamında içine düştüğü yalnızlaşma, ya aşkta hiç tamamlanamamayı da dâhil tutarsa ömrüme?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder